OKUDUKÇA
Hiç düşündünüz mü kitap okumadan geçen bir yaşam nasıl olurdu? Aylarca eline bir kitap dahi almayan insanların çoğunlukta olduğu gerçeğini maalesef yadsıyamayız. O insanlar pekala yaşamını sürdürebiliyorlar hem de hiçbir eksiklik duyumsamadan… O halde soruyu şöyle değiştirelim. Bir an için kitabın olmadığını varsayalım: Ne olurdu acaba?
Çevremizde görüp duyduklarımız dışında bir şey bilmemiz olanaksız olurdu. Kendi küçük dünyamızın içinde sınırlı kalır, farklı bakış açılarına, düşüncelere, hayallere yelken açamazdık. Oysa ki her okunan kitap ayrı bir düşsel dünya, çoğu kez bir kıvılcım her biri: Tutuşturuyor, kışkırtıyor, coşturuyor, sorgulatıyor… Kimi zaman bizi bize anlatıyor, bir tek cümle kimilerinin tüm hayatını değiştirebiliyor. Okudukça düşünce çevrenimiz genişliyor, okudukça farkına varıyor, okudukça besleniyor, gelişiyoruz. Romanlardaki başarıyla çizilmiş karakterler, başkalarını daha iyi anlamaya, hoşgörüyle yaklaşmaya sebep oluyor.
Victor Hugo da bu konuda şöyle der:
Kitabı bütün genişliğince açınız; bırakın ışığını saçsın, kimi ki geliştirip yetiştirmek, canlandırmak, iyice aydınlatmak, duygulandırmak, yatıştırıp dindirmek istiyorsanız, kitapları her yana koyunuz…
Çocuklarımız için yapabileceğimiz en önemli şeylerden biri kitap sevgisinin oluşmasını sağlayabilmektir. Bunun en etkili yolu, onlara model olabilmektir. Okuyan bir ailede yetişen bir çocuğun kitaplardan uzak kalması pek olası değildir. Kendi adıma günlük yaşamın koşuşturmasında okumaya ayırabildiğim vakit sınırlı kalıyor. Yine de başucumda yığılı duran kitaplar hiç eksilmiyor, bana oldukları yerden göz kırpıyorlar. Ne tür kitaplar bunlar? Daha çok psikolojik, felsefi, anı ya da kişisel gelişim kitapları… Kimi zaman daha hafif, aşk romanlarını da tercih edebiliyorum. Sabun köpüğü gibi görünen kimi kitapların içindeki bir cümle bizi etkileyebiliyor, hangisinin daha çok iz bırakacağını kestiremiyoruz. Bana göre kitapsız bir dünya içi boş ,renksiz, sığ ve tek boyutlu… Bizi biz yapan yapıtaşlarından her biri...
Bir buçuk senedir süregelen kitap kulübümüzün içinde yer almak beni daha fazla okumaya teşvik ediyor. Ayda bir bazen iki kere buluşarak önceden belirlediğimiz kitabımızı tartışıyoruz. Her birimizin farklı düşünceleri, bakış açıları, duyguları birer zenginlik kaynağı oluyor bizler için. Her buluşmamızda o ayki kitabımızdan bir kişi sorumlu oluyor, katılımcılar da yorumlarıyla renk katıyor. Okumalarımız yaşamla örtüşüyor aslında. Herkes kendi yaşanmışlıkları, değerleri, yaşamı algılayışı doğrultusunda kendine bir pay çıkarıyor; bu anlamda çoğu zaman ortak paydada buluşsak da ayrı düştüğümüz noktalar da olabiliyor. Böyle bir okuma etkinliği içinde olmak yazılanların ötesini, satır aralarını okumaya itiyor bizleri. Böylece bir kitap, yazarı, etkilendiği dönemi, dili ve anlatımıyla derinlemesine incelenmiş oluyor. Üstelik kulağa oldukça ciddi gelen bu çalışma gayri ciddi bir öğle yemeği esnasında gerçekleşiyor, kahkahalar ve gülüşmeler eşliğinde… Hedeflediğim, öncüsü olduğum bu kitap kulübüne nice kitap tutkunlarını dahil etmek, daha kalabalıklaşıp bölünerek yeni kulüplerin oluşmasına zemin hazırlamaktır. Her buluşmamız birer yolculuk bizler için kimi zaman içimize, kimi zaman yazarın ya da yarattığı karakterlerin dünyasına… İki saat rutininizden sıyrılıp böyle bir yolculuğa çıkmaya ne dersiniz? Kitaplar düşüncelerimizi, düşünceler yaşantımızı şekillendiriyor. Kitaplardan aldığımız ışığı saçtığımız güzel günlere…
YAZMAK
Bugüne kadar küçümsedim hep yazdıklarımı, bir yazar kızı olmanın sorumluluğuyla belki de… Başkalarının beklentilerini karşılayamama kaygısıyla… Bir gün anladım ki yazmak kendim için yaptığım bir uğraş. Kendimi iyi ifade edebildiğimde, sözcüklerin büyüsüne kapılarak aldığım hazzı fark ettim. Böylece başkalarının onayı önemini yitirdi; yazdıkça kendimi geliştirebileceğimi anlayarak ‘güzel yazmalıyım’ yükünü attım üzerimden.
Bunca sene iyi bir okur oldum, bundan sonra benden neler çıkacak diye heyecanla bekliyorum. Düşünceler, duygular kağıda nasıl dökülecek? Şimdiye kadar denize bırakılmış şişeleri topladım hep… Şimdi denize atma sırası bende. Kim bilir, kimlere ulaşacak?